KadincaSayfa.Com

Fitokimyasallar

Fitokimyasallar

Fito = bitki demektir. Fitokimyasalar bitkilerde bulunan, bitkiyi hastalıklardan ve zararlılardan koruyan maddelerdir. Yani bitkinin bağışıklık sistemidir. Bugüne kadar on binden fazla fitokimyasal bulunmuştur. Örneğin domateste binden fazla farklı fitokimyasal bulunmaktadır.

 

Fitokimyasallar

Fitokimyasalların sadece bitkiyi hastalıklardan korumakla kalmayıp insanlarda da koruyucu etkileri olduğu saptanmıştır. Kimi fitokimyasalların güçlü anti kanser etkileri vardır. Demek ki bol meyve ve sebze tüketmek kanser riskini azaltacaktır.

Sebzeler bol vitamin ve lif içerir ayrıca antioksidan etki­li birçok karotenoidler ve flavonoidler olduğundan hücreleri korur. Hastalıkların oluşumunu önler ve vücudu genç tutar.

Günde 4-5 porsiyon sebze önerilmektedir. Salatalık, domates, biber, turp, roka, maydanoz vb. pişirilmeden yenen sebzeler her fırsatta yenmelidir. Meyveler de sebzeler gibi vitaminden zengindir. Sayısız karotenoidler, flavonoidler ve diğer besin öğeleri içerir. Karotenoidler vitamine benzer maddelerdir. En ünlüsü organizmada A vitamine çevrilen betakarotendir. Do­matesin içerdiği karotenoid likopen güçlü bir antioksidan olup, kanser riskini azaltmaktadır. Sadece evde değil büroda da mev­sim meyvesinden oluşan büyük bir meyve tabağı (üzüm, kiraz, erik, kayısı vb.) bulundurmalı ve arada bir yemelidir.

Vitamin, mineral ve bitkisel kimyasalların sağlıklı bes­lenmede eksik olmaması önemlidir. Şu var ki hiçbir sebze ya da meyve tek başına gerekli olan tüm maddeleri içermez. Bu nedenle besinlerimizin kırmızı, sarı, turuncu, yeşil/koyu yeşil, mor (yaban mersini, patlıcan), mavi ve aradaki tüm renkleri kapsayan çeşitli meyve ve sebzelerden oluşması yaşamsal öne­mi olan mikrobesin maddelerin tümünü almamızı sağlar.

Bitkilerdeki fitokimyasallar bitkilerdeki doğal bileşimleriyle yani birlikte olduklarında sinerjik çalışmakta, tek olarak alınmalarına göre daha güçlü ve etkin olabilmektedir. Çiğ ve az pişirilmiş (buharda pişmiş) sebzeler ve meyveler sağlığımız için çok önemli olan bu maddeleri almamızı mümkün kılar. İşlenmiş yiyeceklere bazı vitaminleri eklemek ideal bir yol de­ğildir. Kaldı, ki doğal olmayan oranlarda alındığında bir fitokimyasalın aşırı verilmesi, diğerinin etkisini engelleyebilir. Ör­neğin A vitamini, beta karoten ve demirin fazlalığı bazı riskler getirmektedir. Beta karoten ve A vitamini tamamlayıcısı alımı­nın akciğer kanserini artırdığını araştırmalar göstermektedir. Meyve ve sebzelerdeki yüzlerce karotenoidin birlikte etkisi kansere karşı korumaktadır. Sadece tek başına beta karoten de­ğil. Doğanın bir paket halinde sunduğu yüzlerce mikrobesin maddesini ayrıştırılmış olarak tek başına yüksek miktarlarda almak sağlığımıza yarar değil zarar verebilir. Bütün halindeki bitkisel yiyeceklerin bol tüketilmesi kansere ve diğer hastalıklara karşı korunmanın en iyi yoludur. Meyve ve bitkilerde bulunan bu maddelerin kansere yol açacak DNA hasarını önledikleri, hat­ta iyileştirdikleri araştırmalarla saptanmıştır. Bu maddeler sadece kansere karşı korumakla kalmaz, bağışıklık sistemini güçlendire­rek enfeksiyonlara ve tüm hastalıklara karşı vücudu dirençli kılar. Sağlıklı olmayan bir diyetin vitamin-mineral tamamlayıcılarıyla sağlıklı bir diyet haline getirilemeyeceği gerçeği bilinmelidir.

Bol miktarda çiğ yiyeceklerin tüketimi sağlık için çok önemlidir. İdeal beslenme çok fazla çiğ yiyecek; bol miktarda kalorisi az (nişastasız) pişmiş sebze; ve daha az miktarda, ka­lori açısından daha zengin olan pişmiş nişastalı sebze (patates, mısır, havuç, kestane) ve tam tahılları (kabuklu pirinç, bulgur, makarna vb.) içermelidir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.