Evdeki Mutsuzluğunuzun Nedenleri

Hayal ettiğiniz eve kavuştuğunuzu düşünün. Evinizi istediğiniz gibi dizdiniz. Herşey sizin isted,ğiniz yerde ve oldukça güzel. Ancak bir süre sonra evinizde kötü hissetmeye başlıyorsunuz.  Peki sizce sorun nerede?
Tasarımcıların pek çoğu evinizde unuttuğunuz, belki de dizerken o an düşünmediğiniz bazı şeyler yüzünden evinizdeki modunuzun düştüğünü söylüyor. Evimizi dizerken dikkat etmemiz gereken birkaç küçük kural var. Şimdi pek çoğunuz “Aman canım ne kuralı?İstediğim gibi dizer gayet de neşeli olurum.” diyorsunuz. Bir daha düşünün. Evinizi dizerken bazı şeyleri yanlış yapmanız veya yapmayı unutmanız sonucunda bir süre sonra evinizin içindeyken modunuz düşer. Ev size sıkıcı gelmeye başlar veya bunaltır. Bunun da aslında 2 nedeni vardır:

 a. Evinizdeki mobilyaların yerini değiştirmeden evinizi uzun süre idare ettiniz.
 b. Evinizi dizerken birşeyleri yanlış yaptınız veya birşeyler eksik.
Son zamanlarda modunuzda bir düşme mi seziyorsunuz? Evinizdeyken içiniz mi daralıyor? Mobilyaların yerini değiştirdiniz veya küçük değişiklikler yaptınız. Ancak bu da mı yeterli gelmedi? İşte o zaman gerçekten evinizi dizerken BİR ŞEYLER YANLIŞ GİTMİŞ.  İşte size modunuzu düşürmek için evinizin yapmış olduğu suikast planları ve onlar için güzel çözümler.

• Görünürde hiç saksı bitkisi yok.

Açık yeşil yapraklar evinize nefes alan bir yaşam bırakır.Demek istediğimiz evinizdeki bitkiler evinizin havasını tazeler,evinizin nefes almasında yardımcı olur. Nefes alamayan bir evde nefes almayı nasıl bekleyebiliriz ki? Ayrıca yapılan araştırmalar da evde bulunan saksı bitkilerinin stresi azalttığını ortaya koymuştur.

• Tek ışık kaynağınız tavanda.

Eğer hala gömme ışıklarınızdan medet umuyor iseniz (özellikle de mutfağınızda), size hayatınızda başarılar diliyoruz.Çünkü hala karanlıkta yaşadığınızın farkında değilsiniz. Evinizi dizerken ışıklandırmanın tümünü tavana yüklemeyin.Aplikler boşuna çıkmadı herhalde. Odanızı daha aydınlık göstermek için çok yönlü ışık kaynakları düşünmelisiniz.

• Yatak odanızın odak noktası televizyon.

Uyumadan önce floresan kaynaklı kocaman bir ekrana bakmanın huzurlu bir uykuya dalamamanızdaki en büyük etken olduğunu biliyor muydunuz? Eğer yatak odanızda tv bulundurmak gibi bir lükse giriştiyseniz, kusura bakmayın ama boşuna girişmişsiniz. Evli iseniz yatak odanızda televizyon bulundurmanızı hiç tavsiye etmiyoruz. Bir araştırmaya göre odasında televizyon bulunan evli çiftlerin cinsel yaşamı olumsuz yönde etkileniyormuş. Bizden söylemesi.

• Holünüz “herşeyi buraya fırlatın” tarzında dizayn edilmiş.

Kancalarla, askılarla dizayn edilmiş bir giriş oldukça akıllıca bir çözüm gibi gelebilir.Oysa feng shui kuralları diyor ki; “evinizdeki holleri olabildiğince boş tutun ki, içeri giren de çıkan da bir o kadar rahat hissetsin.” Kapılarınızı hiçbir şeye takılmadan açıp kapayabilmelisiniz.

• Yemek odanızı soluk mavi ile boyamışsınız.

Mavi ve tonları davet edici değil, insanın buz gibi hissetmesine neden olur. Ayrıca bazı araştırmalar mavi renginin iştah baskılayıcı olduğunu ortaya koymuştur. Kilo verme peşinde iseniz bu bilgi kulağa hoş gelebilir.Ancak aile yemeklerinde pek de iç açıcı ve rahatlatıcı bir renk olduğu söylenemez.

• Perdeleriniz çok alçak asılmış.

Küpürlerinizi tavandan asın, pencere üstünden değil. Bu şekilde perdeleriniz camınız çok büyükmüş gibi bir his verecek, ve eve giren her gülüşü (doğal ışık gibi)  bloke etmeyecek.

• Sahip olduğunuz her aksesuar düz bir renkte.

Yastıkları şalları ve duvar kağıtlarınızı/boyalarınızı seçerken “ay aman takım gibi olsun” endişesine düşmeyin. Beğendiğiniz renkleri her zaman çeşitli desenler ile karıştırmaya çalışın. Aynı tonlardaki düz renklerle odanızı dizayn etmeye çalışırsanız, bulacağınız tek şey iç sıkıntısı olacaktır.